Başlık eminim bi çok okuyucunun tuhafına gitti biliyorum.Bizde ilk duyduğumuzda tuhaf tuhaf doktorun suratına baktık.Mercimeğin bi kaç haftadır süregelen karınağrılarından şüphelenip doktorumuza gittik.İlk etapta Anne olarak ben bağırsak kurdu olbilirmi endişesi taşıdım.Hemen gaita idrar tahlileri baktırdık sonuçlar temiz çıktı.Doktorumuzun eli ile yaptığı muayenede dalakta büyüme saptanınca hemen kan tahlilleri yapıldı.Fakat tahlilerimizin bi kısmı Ankaraya yollandığı için 8 günlük bi bekleme süremiz vardı.Buarada bogazımızdaki beyazlıklar nedeni ile faranjit tehşisi koyularak Antibiyotik tedavisine başladık.8 gün boyunca mercimekteki yorgunluk halsizlik zayıflama ağzında çıkan yaralar fazlasıyla devam etti.Bi kaçgün gözkapaklarımız şişti..Doktorumuz antibiyotiğin alerji yapabileceğini geçmez ise getirebileceğimizi söyledi..2 gün içinde şişlikler geçti.Fakat akşam saatlerinde ateşimiz hep yüksek çıkmaya devam etti.Tahlilerin çıkacağı günün bi önceki akşamı bu seferde boynumuzun belli yerlerinde şişlikler meydana geldi.Sonu tükenmeyen belirtiler beni ve eşimi iyiden iyiye huzursuz etti.
Doktorun ağzından dökülen cümle:Öpücük hastalığı(uçuk virüsü ile aynı aileden olan epstein barr virüsünün yolaçtığı bi hastalık)
Haliyle ben doktora şaka yapıyor galiba gibi bi tavırla nasıl yani dedim.
Korkulacak bişey olmadığını tedavisinin sadece dinlenmek olduğunu tükürük ve salya ile bulaştığı için adının öpücük hastalığı olduğunu boğazlarındaki beyazlıkların yorgunluğunun huysuzluğunun dalak ve cigerlerindeki büyümenin şişliklerin herşeyin nedenin bu olduğunu çocuklarda daha kolay atlatıldığını yaş büyüdükçe daha ağır geçirildiğini öğrendik.vitamin takviyeleri ve bol istirahat tavsiyeleri ile evimize döndük.
Aslında bi çok çocuk bu hastalığı çaktırmadan geçirebiliyormuş.İyileştikten sonrada bağışıklık kazanıyıp bidaha bu hastalığa yakalanmıyormuşsunuz..
Ben duyduğumda şaşırdığım için sizler şaşırmayın diye paylaşmak istedim..Mercimeğimi dualarınızın arasına alırsanız çok sevinirim..
No comments:
Post a Comment