Friday, October 18, 2013

Ferdi, Gökhan, Escude, Hugo ve Katılmıyorum




Maçın üzerinden bir gün geçti ve ben hala Oğuzhan’ın aslında dördüncü gol öncesinde şut attığını düşünüyorum. Zaten Almeida da top kaleciden sekse de tamamlasam dürtüsüyle koşusunu yapmıştı. Bilmiyorum, bir anda maç ileri sardı falan herhalde… Muhteşemdi. Oğuzhan denince aklıma hala sağdan atıp, soldan geçip, Holosko’ya attırdığı gol gelirdi. Galiba o resim değişecek…






Ancak maçın asıl sürprizi Gökhan Töre’dendi. Yeteneklerine kıyasla, geçen hafta ilk resmi golünü atmış olması çok saçmaydı aslında. Zira bu kadar rahat önünü boşaltan, adam eksilten bir oyuncunun bu tip Robben gollerini arttırması gerekiyordu; ikide iki oldu… Ama işin Gökhan Töre tarafında asıl güzel olan şey topsuz oyundaki taktik disipliniydi. Hatta o yüzden sakatlanışı…


ferdi gokhan escude hugo ve katilmiyorum 1


Hilbert’in yokluğunda “takımını ileri taşıyan oyuncu” rolünü Atiba almış, gidiyor. Son maçta da birçok kez hem ikili oyunlarla hem de kendisi bizzat top sürerek o geçilmesi gereken mesafeleri kat etti. Ve onun varlığıyla, sahadaki işinin ciğerinde yaşayacak kadar oksijen bırakacak şekilde koşmak olan Veli, oyunun içine daha sık girmeye başladı. Hatta olumlu pas ortalamaları da artı… 39 kez pas opsiyonu olmuş, 38’de topu almış. Toplam 46 pasta %91.3’ü olumlu… 






Beşiktaş’ın pek iyi oynadığı söylenemez ama daha doğru oynamaya başladığını söyleyebiliriz. Kötü olsa bile kontrolü kaybetmiyor. O nedenle bu maçı da bir şekilde lehine çevirdi. Geçtiğimiz sezon daha basın toplantısında oyuncusunu ateşe atmayı adet edinen bir hocadan sonra, bariz hatası olan Escude’yi aynen 11’e yazan bir hocaya geçiş yapmak başlı başına güzel… Gelecekte, o ‘topu ileri taşıma’ işinin sadece merkeze düşmemesi ve yine sadece merkezden değil, kenardan da daha etkili olabilmek için solbeke kaliteli bir yabancı transferi çok şeyi değiştirebilir. 






Gökhan Töre 11’de olduğunda, kenarda maçın şeklini değiştirecek pek fazla oyuncu yoktu; Oğuzhan ve Muhammed dışında. Bilic de bizzat onlara başvurdu. Daha erken, ama Bilic’in oyuna müdahale ve sürekli maçı yaşama özelliği gayet iyi gözüküyor. Ki Oğuzhan'ın David Copperfield pası attığı pozisyonun başlangıcında, Muhammed'in ikili mücadelede ayakta kalarak topu Beşiktaş'ta tutuşu söz konsuydu. Velhasıl, Beşiktaş’tan dört gol izledik ama en güzeli maç sonrası atılanıydı: Katılmıyorum...


No comments:

Post a Comment